[Makale-Baslik]

Boşanma Davası Nedenleri


Eşlerden birinin, evlilik birliğini sona erdirecek kararı elde etmek için aile mahkemesinde açtığı davaya boşanma davası denilmektedir. Boşanma davaları, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılmaktadır.

Türk Medeni Kanununda boşanma davası nedenleri şu şekilde sayılmıştır;

  1. Özel Boşanma Nedenleri: Terk, akıl hastalığı, zina v.b.
  2. Genel Boşanma Nedenleri: Evlilik birliğinin temelden sarsılmasıolarak ikiye ayrılmıştır.

Uygulamada özel boşanma nedenlerinden sadece bir nedene dayanarak dava açmak doğru değildir. Bunun nedeni ise, görülen davada davacının belirttiği özel boşanma nedeninin davalı tarafından gerçek olmadığı ispatlanması ile dava mahkeme tarafından reddedilecektir. Uygulamada açılan boşanma davalarına bakıldığında,davacıların çoğunlukla evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayanarak dava açtığı görülmektedir.

Boşanma davası hangi nedene dayalı açılırsa açılsın, açılan davada davacı eşin, çocuk varsa velayet ve tedbir nafakası, kendisi için tedbir ve yoksulluk nafakası ayrıca maddi ve manevi tazminat talebinde bulunma hakkı vardır. Bu haklar sadece davacıya tanınmamıştır. Açılan boşanma davasının davalı tarafı, mahkemeden yazılı veya sözlü olarak bahsedilen istemlerde bulunabilir. (Davalı tarafın bu talebi ön inceleme duruşmasına kadar mahkemeden talep etmesi gerekmekte olup; aksi durumda davacı tarafa karşı dava açarak bu istemlerde bulunması gerekmektedir.)

♯ Özel Boşanma Nedenleri

1. Zina Nedeni İle Boşanma Davası

Boşanma davası nedenleri arasında en sık karşılaşılan nedenlerden olan zina eşlerden birinin evlilik dışı ilişki yaşaması durumunda ortaya çıkmaktadır. Yani evli olan kadının eşinden başka bir erkekle, evli erkeğin ise eşinden başka bir kadınla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina nedeniyle açılacak olan boşanma davası, zinanın gerçekleştiğini öğrendiği andan itibaren 6 ay,zina tarihinden ise 5 yıl içinde davayı açması gerekmektedir.

2. Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeni İle Boşanma Davası

İsminden de anlaşılacağı üzere, eşlerden birinin diğerinin hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması nedeniyle boşanma davası açılabilir.

Hayata kast, öldürmeye teşebbüs ağırlığında olan eylemlerde söz konusu olabilir. Bu husus mağdur olan eşin diğer eşe karşı yapacağı şikayet üzerine yürütülecek ceza yargılaması ile ispatı sağlanabilir. Ayrıca hayata kast eylemi eşin bizzat kendisine olmalı,eşin yakınlarına yönelik yapılan eylemler bu nedenle boşanma nedeni sayılmayacaktır.

Kötü Muamele ve onur kırıcı davranışlar ise hayata kast dışında kalan her türlü cefa gibi müessir gibi eylemleri kapsadığı gibi ağır hakaretleri ve haysiyete tecavüz niteliğinde isnatları içermektedir. Bu davranışlara örnek vermek gerekir ise, öldüresiye dövmek, eziyet etmek, zorla ve eziyet ederek cinsel ilişkiye zorlamak, aç bırakmak, şerefi ihlal edici hakaretler etmek gibi. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve her halde bu sebebin doğumu üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer.

3. Suç İşlenmesi ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeni İle Boşanma Davası

Eşlerden biri küçük düşürücü suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu nedenle onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

Bu nedenle boşanma davası her zaman açılabilmektedir yani bu husus süreye bağlı değildir. Haysiyetsiz hayat sürme(ayyaşlık,sapık ilişki, kumarbazlık, hırsızlık, dolandırıcılık, v.b) nedeni ancak müşterek hayatı çekilmez bir hale getirdiği takdirde değer eş için boşanma nedeni sayılmaktadır.

4. Terk Nedeni İle Boşanma Davası

Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla evi terk ettiği veya haklı bir neden olmadan aile konutuna dönmediği takdirde hakkında boşanma davası açılabilinir. Davayı terk edilen eş açabilir. Ancak davanın açılabilmesi için, ayrılığın en az 6 ay devam etmiş veya devam etmekte olması gerekmektedir. Yani terk nedeni ile açılacak boşanma davasında, dava terk gününden itibaren 6 ay sonra açılabilecektir.

Terk nedeni ile boşanma davası açılabilmesi için, terk edilen eş tarafından terk tarihinden itibaren 4 ay geçtikten sonra aile mahkemesi tarafından eşine eve dön ihtarı yaptırması,ihtar kararının terk edene tebliğ edilmesi ve tebliğinden itibaren 2 ay geçmesi gerekmektedir. Bu 2 aylık süreçte evini terk eden eşin evine dönmemesi halinde,terk nedeni ile boşanma davası açılabilinir. Davalıya ihtar kararı tebliğ edilmeden ve tebliğden itibaren 2 ay geçmeden terke dayalı boşanma davası açılamaz, açılmış ise reddedilir.

Terk nedeni ile boşanma davası uygulamada pek sık rastlanılmayan bir boşanma davası türüdür. Bunun nedeni ise,yukarıda izahı yapıldığı gibi birçok prosedür bulunması ve süre bakımından uyulması gereken şekil şartlarının olmasıdır.

5. Akıl Hastalığı Nedeni İle Boşanma Davası

Eşlerden birinin, evlilik birliğinin kurulmasından sonra akıl hastası olup bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse ve hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi koşuluyla diğer eş boşanma davası açabilir.

Akıl hastalığının boşanma nedeni sayılabilmesi için, hastalığın müşterek hayatı diğer eş için çekilmez hale getirmesi ve hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilmesi gerekir. Akıl hastalığı nedeni ile boşanma davaları her zaman açılabilinir. Zamanaşımı söz konusu değildir.

♯ Genel Boşanma Nedenleri

Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması Nedeni ile Boşanma Davası

Evlilik birliğinin sarsılması, genel boşanma nedeni olup uygulamada en sık rastlanan boşanma nedenidir. Eşler arasındaki duygu ve düşünce birliğinin yok olması, karşılıklı sevgi ve saygının son bulması ve ortak hayatın çekilmez hale gelmesi gibi durumlar bu duruma örnek olarak gösterilebilinir.

Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılacak boşanma davasını her iki eşte açabilir. Ayrıca hali hazırda açılmış olan bir boşanma davasında davalı olan eş, diğer eşe de karşı dava olarak yine boşanma davası açabilmektedir. Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayanılarak dava açılması hallerinde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı mevcuttur.

Boşanma şartlarının oluşumu durumunda hakim, tarafların ileride anlaşmaları ihtimaline kanaat getirirse boşanma kararı yerine eşler için ayrılık kararı verebilir. Çekişmeli boşanma davasında mahkeme re’sen tarafların mali ve sosyal durumlarını araştıracak; tarafların müşterek çocukları var ise çocuğun ve davalı eşin geçimi ve yaşaması için gereken tüm önlemleri alacak ve karar verecektir.

Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile açılacak boşanma davası süreye bağlı değildir. Her zaman açılabilir. Tarafları ve niteliği aynı olan bir dava sonuçlanmadan aynı nedene dayanılarak boşanma davası açılamaz. Ayrıca dava açıldıktan sonra taraflar arasında meydana gelen yeni olaylar boşanma sebebi olmaz.

Boşanma Davasında Talep Edilebilen Nafakalar

1. Tedbir Nafakası: Boşanma davası açan tarafın kendisi ve birlikte yaşayan 18 yaşından küçük çocukları için dava tarihinden itibaren tedbir nafakası isteminde bulunabilmektedir. Uygulamada, boşanma davasının açılması ile eşlerin ayrı yaşama hakkı doğduğundan; açılan boşanma davasında davacın kusurlu olup olmadığı araştırılmaksızın, tarafların ekonomik gücü ve gelirleri oranında tedbir nafakası hükmedilmektedir. Açılan boşanma davası ile talep edilen tedbir nafakası, mahkemenin vermiş olduğu kararın kesinleşmesi ile sona ermektedir.

2. İştirak Nafakası: Eşlerden biri tarafından açılan boşanma davasında, çocuğun velayeti kendisine verilen tarafın, çocuğa bakmak ve ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Bu durumun sonucu olarak, çocuğun velayeti kendisine verilmeyen taraf, ekonomik gücüne göre hakim tarafından tayin edilen miktarda, çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasına katılmak zorundadır. Hakim tarafından belirlenen bu nafakaya iştirak nafakası denilmektedir. Ayrıca çocuğun 18 yaşından büyük olması halinde iştirak nafakası ödenmeyeceği gibi; ödenen iştirak nafakası çocuğun 18 yaşını doldurması sonucunda ödenmeyecektir.

3.Yoksulluk Nafakası: Eşlerin boşanma sonucu yoksulluğa düşecek taraf, evliliğin sona ermesinde kusuru olan diğer eşten süresiz olarak nafaka talep edebilmektedir.Taraflar arasında açılan boşanma davasının kesinleşmesi ile eş için verilen tedbir nafakası sona erer ve mahkeme tarafından hükmedilmişse yoksulluk nafakası eşe ödenmeye başlanır.

Aile Hukukundan kaynaklı hususlarla ilgili olarak avukatlık hizmetlerimiz bakımından bilgi almak için iletişim kısmında yer alan bilgilerden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bir önceki yazımızda hekimin tazminat sorumluluğu konusunda ayrıltılı değerlendirmemizi inceleyebilirsiniz.

Av. Abdullah Fırat



Son Makaleler

Son Videolar

BİR SORUNUZ MU VAR?