Madde 157 - Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.
Malvarlığına Karşı Suçlardan Olan Dolandırıcılık Suçunun Cezası
Dolandırıcılık, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır. Bu nedenle dolandırıcılık suçu, mal varlığına karşı işlenen bir suçtur. Dolandırıcılık suçunun mağduru ve faili herkes olabilir.
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için birden fazla fiilin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu hareketler ise sırasıyla;
- Failin hileli davranışlarda bulunmuş olması,
- Hileli davranışların mağduru aldatması gerekmektedir,
- Haksız yararın söz konusu olması gerekmektedir.
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, bu şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir.
Dolandırıcılık suçunun failinde ilk aranacak olan eylem, hileli bir davranışının söz konusu olup olmadığıdır. Hile her ne kadar madde metninde tanımlanmamış olsa da hile kavramından, maddi ve manevi nitelikteki araçlar veya eylemlerle bir kimsenin hataya düşürülmesi anlamını çıkarabilmekteyiz. Kısacası, failin yalanı mağduru kandırmışsa,aldatmışsa bu durumda dolandırıcılık suçu oluşacaktır. Örneğin, ödeme yeteneğinin olmadığını bildiği halde bir restorana giden ve yemek siparişi veren kişinin ödeme yapmaması, hizmeti sunanda ödemenin yapılacağı inancı bulunması ve doğal ve olağan olanın hizmet bedelinin ödenmesi olması nedeniyle,kişinin yapmış olduğu eylem dolandırıcılık suçunu oluşturmuştur.
Dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığına ilişkin bir kararında Yargıtay Ceza Genel Kurulu hile ile ilgili şu görüşlere yer vermiştir;
‘’Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.’’
Dolandırıcılık suçunun kovuşturulması şikayet koşuluna bağlı olmamakla birlikte suçun yargılaması Asliye Ceza Mahkemelerince yapılacağı, bu suçun kasten işlenebilen ve teşebbüse uygun olan bir suç tipi olduğunu da belirtmekte fayda vardır.
DOLANDIRICILIK SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK
Madde 168 – (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.
DOLANDIRICILIK SUÇUNUN CEZASINDA İNDİRİM
Dolandırıcılık suçundan yargılanan şüphelinin, hazırlık aşamasında veya kovuşturma aşamasına geçilmeden önce,mağdurun uğradığı zararın aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, hakkında verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilir.
Etkin pişmanlığın, kovuşturma başladıktan hüküm verilinceye kadar olan süre içerisinde gösterilmesi halinde, sanık hakkında verilecek ceza yarısına kadar indirilir.
Kısmen geri verme veya zararın tazmini halinde pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, kanun mağdurun ayrıca rızasını aramaktadır. Yani mağdurun kısmen geri verme veya zararın tazminine rıza göstermemesi halinde, sanık etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanamayacaktır.