[Makale-Baslik]

Çocukların Ceza Hukukunda Yeri


Çocukların ceza sorumluluğunun tespiti çocuk adalet sisteminin en önemli konularındandır. Çocukların ceza sorumluğunun var olup olmadığı, ceza sorumluğunun başlangıcı konusunda asgari bir yaşın tespiti, bu asgari yaşın kaç olacağı, ceza sorumluğunun varsayılacağı yaşın tespiti konuları birbirinden önemli ve tartışmalı konulardır.

Türkiye’de çocukların ceza sorumluğunun başlangıcı konusunda asgari yaş sınırı 12 olarak kabul edilmiştir (TCK m.31/1). Suçu oluşturan fiili işlediği sırada henüz on iki yaşını bitirmemiş olan çocukların cezai sorumluluğu bulunmamaktadır. Fiili işlediği sırada henüz on iki yaşını bitirmemiş olması,çocuk açısından kusurluluğu mutlak surette ortadan kaldıran bir neden olarak kabul edilmiştir.

12 yaşından küçük çocuklar ile 15 yaşından küçük sağır ve dilsizlerin (TCK m.33)ceza sorumluğunun bulunmadığı kabul edilmiş, bu nedenle 12 yaşından küçük bir çocuğun (veya 15 yaşından küçük bir sağır ve dilsizin) ceza sorumluluğunun var olup olmadığı konusunda bir araştırmaya gidilmesi kabul edilmemiştir. 15 yaşını doldurmuş olmakla birlikte 18 yaşını doldurmamış olan çocuklar (TCK m.31/3) ile 18 yaşını doldurmuş ve fakat 21 yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizlerin (TCK m.33) ceza sorumluğunun var olduğu kabul edilmiş, ancak bu kişilerin içinde bulundukları yaş küçüklüğü veya sağır ve dilsizlik hali nedeniyle kusurluluk hallerinin diğer kişilerden daha az olduğu kabul edilerek cezalarında bir indirim kabul edilmiştir. Bu nedenle bu yaş grubundakilerin ceza sorumluluğunun var olup olmadığı hususu 5237 sayılı TCK'nın 31 ve 33. maddeleri kapsamında araştırılmayacaktır. Ancak bu yaş grubundaki çocukların veya sağır ve dilsizlerin akıl hastalığı nedeniyle ceza sorumluluğunun bulunmadığı düşünülüyor ise kanunun 32. maddesi kapsamında failin ceza sorumluluğunun kaldıran bir akıl hastalığının veya ceza sorumluluğunu azaltan bir akıl zayıflığının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekecektir.

12 yaşını doldurmuş olmakla birlikte 15 yaşını doldurmamış olan çocukların (TCK m.31/2) ve 15 yaşını doldurmuş olmakla birlikte 18 yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizlerin (TCK m.33) ceza sorumluluğunun var olup olmadığı konusunda kanun koyucu kesin bir karine koymayıp bu yaş grubundaki çocukların ceza sorumluluğunun var olup olmadığının araştırılmasını ve bu konuda yargılamayı yapacak hakimin bir karar vermesini hükme bağlamıştır.

Türk Ceza Hukukunda Çocuklara Yönelik Düzenlemeler

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, çocukların korunmasına ilişkin pek çok düzenleme getirmiştir.Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir;

  1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 6/1-c maddesi uyarınca 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur.
  2. TCK yaş küçüklüğünü, ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan bir neden olarak kabul etmiştir. Bu kapsamda TCK’nın 31 maddesi uyarınca; 12-15 yaş arasında olup ta ceza sorumluluğunun var olduğu belirlenen çocuklar ile, 15 -18 yaş arasındaki çocuklara işledikleri fiile ilişkin ceza, yetişkinlere oranda indirimli olarak verilecektir.
  3. TCK’nın 38/2 maddesinde, bir çocuğun suça azmettirilmesi, bir yetişkinin suça azmettirilmesine göre daha ağır ceza ile yaptırıma bağlanmıştır.
  4. TCK’nın 50/3 maddesi uyarınca; çocukların işledikleri fiiller nedeniyle belirlenen netice cezanın bir yıl ve altında olması durumunda, bu cezanın aynı maddenin birinci fıkrasında yer alan hapis cezasına seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunludur.
  5. TCK’nın 51. maddesi uyarınca iki yıla kadar hapis cezalarının ertelenmesi mümkün iken bu süre çocuklar bakımından üç yıldır.
  6. TCK’nın 80/3 maddesi uyarınca insan ticareti suçunda çocukların mağdur edilmesi durumunda, eylemin suç teşkil etmesi için gereken unsurların bir kısmı aranmamıştır.
  7. TCK’nın 82/1-e maddesi uyarınca çocuğun öldürülmesi, kasten insan öldürme suçunun nitelikli hali olarak kabul edilmiştir.
  8. TCK’nın 94/2-a maddesinde, işkence suçunun çocuğa karşı işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.
  9. TCK’nın 96/2-a maddesinde, eziyet suçunun çocuğa karşı işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.
  10. TCK’nın 97/1 maddesinde, yaşı nedeniyle kendisini idare edemeyecek durumda olan kişiyi(bu kapsamda yaşa küçük bir çocuğu) kendi haline terk etmek suç olarak tanımlanmıştır.
  11. TCK’nın 98. maddesinde, yaşı nedeniyle kendini idare edemeyecek kişiye (bu kapsamdaözellikle küçük yaştaki çocuklara) hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardımetmeme veya bu durumu bildirmeme fiili suç olarak tanımlanmıştır.
  12. TCK’nın 103 maddesinde çocuğun cinsel istismarı, TCK’nın 104. maddesinde reşit olmayan çocuk ile cinsel ilişki fiili suç olarak düzenlenmiştir.
  13. TCK’nın 109/3-f maddesi uyarınca kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçunun çocuğa karşı işlenmesi, suçun nitelikli hallerinden birisidir.
  14. TCK’nın 226/1 maddesi uyarınca; bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri vermek veya bunların içeriğini göstermek, okumak, okutmak veya dinletmek suçtur. Bunların içeriklerinin çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde gösterilmesi, sergilenmesi, okunması, okutulması, söylenmesi veya söyletilmesi de suç olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin 3. fıkrasında;müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukların kullanılması hapis ve para cezası ile cezalandırılmıştır.
  15. TCK’nın 227/1 maddesi uyarınca; çocuğun fuhuşa teşvik edilmesi, fuhuşun yolunun kolaylaştırılması, çocuğun fuhuş için tedari edilmesi, barındırılması, çocuğun fuhuşuna aracılık edilmesi fuhuş yaptırmak suçuna göre daha ağır ceza ile cezalandırılmıştır.
  16. TCK’nın 229/1 maddesi uyarınca, çocukların dilencilikte kullanılması suçtur.
  17. Bir çocuğun soybağının değiştirilmesi TCK’nın 231 maddesinde suç olarak tanımlanmıştır.
  18. TCK’nın 232 maddesinde aile bireylerine karşı kötü muamele, TCK’nın 233 maddesinde ise aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali fiilleri suç sayılmıştır.
  19. TCK’nın 234. maddesinde; bir çocuğun velayet yetkisi elinden alınmış velisi tarafından kaçırılması fiilleri ile kanuni temsilcisinin bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğun durumundan ailesini ve yetkili makamları haberdar etmeme fiili suç olarak tanımlanmıştır.

Av. Abdullah Fırat



Son Makaleler

Son Videolar

BİR SORUNUZ MU VAR?